Dolmabahçe Sarayı – Yıldız Sarayı – Beylerbeyi Sarayı Ve Çamlıca Camii Turu

Boğaz’ın en güzel yerinde bulunan Dolmabahçe Sarayı, muhteşem Avrupa barok mimarisi ve oryantal dokusu ile ziyaretçilerini büyülüyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’daki son imzalarından biri olan Dolmabahçe Sarayı, İmparatorluğun son dönemlerini ve modern Türkiye’nin kuruluşunu muhteşem bir şekilde gözler önüne seriyor. Batı mimarisiyle şehre asalet katan Dolmabahçe Sarayı, hem son altı Osmanlı padişahına hem de Ulu Önder Atatürk’ün son anlarına ev sahipliği yaptığı için İstanbul’un görülmesi gereken tarihi mekanlarının başında geliyor.

Yıldız Sarayı Türk Osmanlı saray mimarisinin son örneği olarak Beşiktaş semtinin Yıldız tepesinde yer alır. Bu bölge Kanuni Sultan Süleyman döneminden (1520-1566) itibaren Hazine-i Hassa arazisi olarak padişahlar tarafından av sahası olarak kullanılmaya başlandı. Yıldız Sarayından önce I. Ahmet burada bir köşk yaptırmış. Daha sonra  III. Selim validesi Mihrişah Sultan için Yıldız Kasrı’nı, babası için de bir çeşme yaptırmıştır. Genellikle yaz aylarında Yıldız Köşkü’nde oturan Sultan Abdülaziz ise Büyük Mabeyn Köşkü’nü inşa ettirmiş, daha sonra dış bahçeye Malta ve Çadır Köşklerini, asıl kısmına da Çit Kasrı’nı eklemiştir. II. Abdülhamit Dolmabahçe Sarayını yeterince güvenli bulmadığı için burada yaşamayı tercih etmiş ve asıl yapılaşmalar onun döneminde (1876-1909)  yapılarak buraya Yıldız Saray-ı Hümayunu adı verilmiştir. Saray’da padişahın özel yaşamına ait mekanlarla birlikte, resmi görevlilere tahsis edilen binalar, tamirhane, marangozhane gibi atölyeleri ve tiyatro, müze, kitaplık gibi kültür ve sanat yapıları bulunmaktadır.

Beylerbeyi Sarayı ize Boğazın en güzel yerinde Üsküdar’ın yanı başında Beylerbeyi semtinde bulunmaktadır. Saray Avrupa barok tarzı mimarisi ve oryantal dokusu ile İstanbul’un en görkemli saraylarından birisi. Mimari ve iç mekan Osmanlı ve Batı’nın izlerini taşıyor. Sarayın güzel bahçeleri bulunuyor. Osmanlı döneminde padişahların yazlık konutu olarak kullanılan saray 1863-1865 yılları arasında inşa edilmiştir. Saray daha çok yabancı devlet başkanlarının ağırlanmasında kullanılmış. Ayrıca Sultan II. Abdülhamid de tahttan indirildikten sonra 1918 yılında ölümüne kadar bu sarayda tutulmuştur.

Çamlıca Camisi Türkiye’nin en büyük camisidir. 63.000 kişi kapasiteli camide müze, sanat galerisi, kütüphane, konferans salonu ve 3.500 araçlık yer altı otoparkı bulunuyor.

Çamlıca Camiinin mimarları Bahar Mızrak ve Hayriye Gül Totu’dur. Büyük Çamlıca Camii, 72 metre yüksekliğindeki ana kubbesi ve 34 metre çapındaki kubbesiyle İstanbul plaka numarasıyla İstanbul’da yaşayan 72 millete dikkat çekiyor. Dört cami minaresinin uzunluğu 107,1 metredir; bu, Selçuklu ve Bizans İmparatorlukları tarafından yapılan Malazgirt Savaşı’na (1071) atıfta bulunan bir ölçümdür. Camide bulunan 6 minare, imanın şartlarını temsil etmektedir. Kubbenin iç yüzeyinde Haşr Suresi’nin son iki ayetine atıfta bulunularak 16 Türk devletine ithaf edilen Allah’ın 16 ismi yazılmıştır.